Fatih Sultan Mehmet Üsküdar’ın şenlenmesi için, Anadolu’dan Türk halkını getirterek buraya
yerleştirmiştir.
Bölgeye ilk yerleşme, Salacak Camii'nin bulunduğu yerde olmuştu ve bu camiyi Fatih Sultan Mehmet yaptırmıştır. Cami, tahminen 1455-60 tarihlerinde yapılmıştır. Onbeş yıl sonra, Sadrazam Rum Mehmet Paşa, kendi adı ile anılan camii yaptırmıştır.
Daha geriye gidersek...
Milattan 1000 yıl önce Fenikeliler, bugünkü Fikirtepe’nin bulunduğu yerde Kadıköy’ü kurmuşlardı. Bundan üç yüzyıl kadar sonra da Üsküdar’ın bulunduğu yerde bir tersane ve ticaret limanı kurdular. O zamanlar Üsküdar’ın adı Hrisopolis’ti.
Bu sözcük altın şehir anlamına geliyor.Eski kaynaklarda bu adın kökenine ilişkin bazı söylentiler var. Bunlara göre Agamemnon’un oğlu Hrisis (Chrysis), kız kardeşi İfigenya’yı görmek için Toros’a giderken Üsküdar’ın bulunduğu yerde ölmüş, orada gömülmüş olduğundan kente onun adını yaşatmak için Hırisopolis (Hırisis şehri) adı verilmiş.
Başka bir söylentiye göre pers kralı Darius İskit Seferinden dönerken Bizans’tan Üsküdar’a geçmiş. Anadolu halkından vergi alarak topladığı altınları Üsküdar’da yaptırdığı hazinede saklamıştır. Altınlarını sakladığı bu kente de Altınşehir adını vermiştir.
Başka bir söylentiye göre akşamüzeri batmakta olan güneş ışıklarının yansıması ile Üsküdar’ın altın gibi parıldamasından buraya Altınşehir denirmiş.
Üsküdar, Bitinya’daki Khalkedonyalıların yönetimi altında Asya’dan Avrupaya geçmeyi sağlayan önemli bir limandı. Bizanslılar buraya Damalis (inek limanı) derlerdi. Kızkulesi karşısındaki kıyılara Damalis Burnu derlerdi. Kızkulesinin bir adı da Damalis Kulesidir.
Damalis, bizansı kuşatan Atina generallerinden Hares’in karısıdır. Üsküdar için Bizans İmparatorluğnun sonlarına doğru Skutari adı kullanılmaya başlandı. Bu adın İmparator Valens devletlerinde burada bulunan kalkanlı askerlerden ( Skutarios ) geldiği söylenir. Valens’in askerleri Üsküdaryen denilen kışlalarda kalıyorlardı. Kommenoslar çağından beri burada Skutarion adlı bir saray vardı.
Evliya Çelebi : “Üsküdar, eski-dar’ın bozulmuş şeklidir” diye anlatır. Eski ev, Eski yer, yurt anlamlarına gelir. Burhan-ı Katı adlı sözlükte : “Farsçada Üsküdar menzilhaneye, menzil atına ve posta ulaklarına denir.” diye yazar. Üsküdar eski zamanlarda Anadalou’dan İstanbul’a ve İstanbul’dan Anadolu’ya gelip giden postacıların menzil değiştirip at tazeledikleri yerdi.
Aşağıda Üsküdar meydanında bulunan çeşmenin eski hali ne kadar muhteşem değil mi?
YORUM EKLE